24 Mart 2010 Çarşamba

geçen gün yine vol.1

1. geçen gün yine m kütleli bir cisimle serbest düşüyoruz. esnek çarpışalım diyorum olmuyor, ikimiz de yere çok paralel gidiyoruz.

2. geçen gün yine realitenin pert duvarına işemekle meşgulüm. adımı yazmaya çalışıyorum, duvar enseye şaplak bir edayla adam olmamı söylüyor.

3. geçen gün yine tekli kişilik bozukluğu geçiriyorum. psikiyatristim ağlayarak fazla normal olduğumu, benden cacık olmayacağını söylüyor. yaşamaya devam ediyorum.

4. geçen gün yine dolapta keş bulmakla keşkül bulmak arasındaki farkı düşünüyorum. teorikle pratik çatışması hat safhaya ulaşıyor, oturup dinleniyorum.

5. geçen gün yine yaklaşık 3 dakika aynaya bakıp bu suratın bana ait olup olmadığını tartıyorum. evet bir itiraf: her gece uyumadan önce oyuncak ayıma proleteryaya duyduğum gizil aşkı fısıldıyorum.

6. geçen gün yine odamda yetiştirdiğim ham karpuzların iç geçirmesini dinliyorum. çok okuyor, çok biliyor, çok çok oluyorlar. hüzünleniyorum.

7. geçen gün yine "ah benim karanlık ruhum" tribinde insanlarla oturup "what a beautiful ass" tribi geçiriyorum. bir kaç dakika içinde onlarca zabıta görüp hapşırıyoruz.

8. geçen gün yine yolda zeki demirkubuz'u görüyorum. aras'ın yüzünde 3 tabak risotto yemiş gibi bir hava oluşuyor, bense yok edilmeye çalışan sülfürdioksitler için bir saniyelik saygı duruşunda bulunuyorum.

9. geçen gün yine syd barret'la sid vicious'u beraber hayal ediyorum. canım deli gibi sıkılırken erkek egemen pornografinin üstümdeki etkisini hayretle karşılıyorum, a-a diyorum.

10. geçen gün yine rahmetli baudrillard'ın kemiklerinden kolye yapıyorum aşkın bir dikkatle. midem bulanıyor, deterjan paketlerinin bu derece ezilmesine içim el vermiyor, allahıma koşuyorum.

13 Mart 2010 Cumartesi

deplasmanda plasebo

allah nolur varolsun ve benim cezamı versin. cehennemde yıllanayım vesselam.

10 Mart 2010 Çarşamba

suicide is painless

en gıcırından macbook önümdeki. eminim oradan okurken harfler de daha parlak görünüyor. şarkı falan indiriyorum ilk hevesle. nick cave ararken baktım ki suicide is painless coverlamış. jay jay'i biliyordum da, meğer marilyn manson da söylemiş bahsi geçen şarkıyı. derken, karar verdim ki bizi mahveden şey ninniler.

"suicide is painless
it brings out many changes"

tıkır tıkır böyle saat gibi. neyse, düşündüm ki beni seven insanlar var. güzel bir şey bu. ve eminim ki brian molko'yu da seven insanlar var. insanlar insanları sevmese her şey daha kolay olmazdı. insanlar tedirgin olmasa da her şey daha kolay olmazdı. son günlerin en güzel şiirini okudum. gerçi 3 şiir okudum, üçleme. jay jay johanson da görse severdi. şöyle bir şeyler geçiyor:

"Yazarak ulaşmaya çalıştığı yerin
tersi yönünde ilerlediğini herkes fark etti sanıyor herkesin içinde
ona hak verenler o hariç herkes çünkü bu olayın en ilginç yanının
olayın kendi başlarına gelmiş olması olduğunun farkında"

çağdaş okumuş. canım. şu hayatta bildiğim tek şey, sigara içilecekse kaçak içilmeli. kanka içelim hadi.